Miller-Urey Deneyi ve Harun Yahya’nın Yanılgıları – 1

Harun Yahya Evrim Aldatmacası kitabının Evrimin Moleküler Çıkmazı bölümünde Miller-Urey deneyinin başarısız bir deneme ve geçersiz bir deney olduğunu söylüyor. Bu deneyin kendi içinde birçok tutarsızlık içerdiğini, bu sebeple de Evrim Teorisinin bir moleküler çıkmaz içinde olduğunu iddia ediyor. Şimdi ben Harun Yahya’nın bu iddialarını incelemek istiyorum. İlk iddia şöyle (Harun Yahya, Evrim Aldatmacası, 2005, s. 148):

Miller’ın, ilkel dünya koşullarında amino asitlerin kendi kendilerine oluşabileceklerini kanıtlamak amacıyla yaptığı deney birçok yönden tutarsızlık göstermektedir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

1- Miller deneyinde, “soğuk tuzak” (cold trap) isimli bir mekanizma kullanarak amino asitleri oluştukları anda ortamdan izole etmişti. Çünkü aksi takdirde, amino asitleri oluşturan ortamın koşulları, bu molekülleri oluşmalarından hemen sonra imha edecekti.

Halbuki ilkel dünya koşullarında elbette bu çeşit bilinçli düzenekler yoktu. Ve mekanizma olmadan herhangi bir çeşit amino asit elde edilse bile, bu moleküller aynı ortamda hemen parçalanacaklardı. Kimyager Richard Bliss’in belirttiği gibi, “bu soğuk tuzak olmasa, kimyasal ürünler elektrik kaynağı tarafından tahrip edilmiş olacaktı”. 116

Nitekim Miller, soğuk tuzak yerleştirmeden yaptığı daha önceki deneylerde tek bir amino asit bile elde edememişti.

116 Richard B. Bliss & Gary E. Parker, Origin of Life, California: 1979, s. 14

Elbette doğada deneylerdeki gibi bilinçli yapılar yoktur. Ama bilinçli yapılar olmaması deneylerdeki işlevi görecek doğal yapılar veya ortamlar olmadığı anlamına gelmez. Nitekim Dr. Ümit Sayın, “Dünyada Organik Yaşamın Başlangıcı” başlıklı makalesinde bu konuya değiniyor ve şöyle diyor:

Yaratılışçılar, ilk dünya koşullarında amonyak olmadığını, Miller’in ise soğuk tuzak denilen bir yöntemle amino asitleri elde ettiğini, Miller’in koşullarının bilinçli olarak çok yapay hazırlandığını ve sonuçların bilimsel bir sahtekarlık olduğunu söylemektedirler. Öncelikle Miller’in düzeneği tabii ki yapaydır; ama biyokimyamda yapay olmayan koşullarda kontrollü deney yapılamaz ki; soğuk tuzak denilen ve reaksiyon ürünlerini soğutan bir düzenek kullanılmış olabilir; ama doğada bunun bir benzerinin var olmadığını söylemek, üstelik de 3.5-4.5 milyar yıl öncesinde gelişen olaylardan çok emin ifadelerle bahsetmek ancak, Yaratılışçılar gibi bilimi ayaklar altına alan, çıkaracakları sonuçlara önceden fikse olmuş insanlarda görülebilen bir düşünce hatasıdır. Örneğin okyanusların tabanlarındaki sıcak su kaynaklarının birden soğuyarak okyanusa karışması bahsedilen “soğuk tuzağı” doğal koşullarda oluşturabilir; doğadaki bugün tahmin edilemeyen pek çok yapı bunu meydana getirebilir. Nitekim, sadece sıcak su kaynaklarında mevcut bu ısının bile sığ okyanus sahillerinde suda çözünmüş amonyum (NH4), metan (CH4), karbon dioksiti (CO2) (veya su yüzeyindeki atmosferdeki gazları da katarak) reaksiyona sokabileceğini gösterir. Organik maddelerin ve ilk yaşamın denizlerdeki, gollerdeki, volkanik ortamlardaki sıcak su kaynaklarının bulunduğu yerde oluştuğu konusunda pek çok fikir de ortaya sürülmüştür.

Görüldüğü gibi doğada bu tip yapılar doğal olarak varolabiliyor. Bu sebeple Harun Yahya’nın Miller-Urey deneyinin geçersiz olduğunu iddia ederken ortaya koyduğu ilk argüman aslında tamamen geçersiz.

Şimdi Harun Yahya’nın kitabındaki ikinci iddiaya geçelim (Harun Yahya, Evrim Aldatmacası, s. 148-149):

2- Miller’ın deneyinde canlandırmaya çalıştığı ilkel atmosfer ortamı gerçekçi değildi. 1980’li yıllarda bilim adamları ilkel atmosferde, metan ve amonyak yerine azot ve karbondioksit bulunması gerektiği görüşünde birleştiler. Nitekim uzun süren bir sessizlikten sonra Miller’ın kendisi de kullandığı atmosfer ortamının gerçekçi olmadığını itiraf etti. 117 Peki Miller neden bu gazlar konusunda ısrar etmişti? Cevap basitti: Amonyak olmadan, bir amino asitin sentezlenmesi imkansızdı. Kevin Mc Kean, Discover dergisinde yayınladığı makalede bu durumu şöyle anlatıyor:

Miller ve Urey dünyanın eski atmosferini metan ve amonyak karıştırarak kopya ettiler… Oysa son çalışmalarda o zamanlar dünyanın çok sıcak olduğu ve ergimiş nikel ile demirin karışımından meydana geldiği anlaşılmıştır. Böylece o dönemdeki kimyevi atmosferin daha çok azot, karbondioksit ve su buharından oluşması gerekir. Oysa bunlar organik moleküllerin oluşması için amonyak ve metan kadar uygun değildirler. 118

Nitekim Amerikalı bilim adamları J.P. Ferris ve C.T. Chen, karbondioksit, hidrojen, azot ve su buharından oluşan bir karışımla Miller’ın deneyini tekrarladılar ve bir tek molekül amino asit bile elde edemediler. 119

117 Stanley Miller, Molecular Evolution of Life: Current Status of the Prebiotic Synthesis of Small Molecules, 1986, s. 7
118 Kevin Mc Kean, Bilim ve Teknik, Sayı 189, s. 7
119 J. P. Ferris, C. T. Chen, “Photochemistry of Methane, Nitrogen, and Water Mixture As a Model for the Atmosphere of the Primitive Earth”, Journal of American Chemical Society, cilt 97:11, 1975, s. 2964

Miller-Urey deneyinde ilkel atmosfer koşullarını oluşturmak için NH3 ve CH4 -ve bunların yanında H2O (su) ve H2 (hidrojen) de- kullanılmıştı çünkü o zamanlar ilkel atmosferde bu moleküllerin olduğu düşünülüyordu. Ama daha sonraları ilkel atmosferde bu gazların olmadığı anlaşıldı. İlkel atmosferin çoğunlukla CO2 (karbondioksit) ve N2 (nitrojen) ve biraz da CO (karbonmonksit) gazlarından oluştuğu anlaşılmıştır (1, 2, 3, 4). İlkel atmosferle ilgili elde edilen yeni bilgiler ışığında Miller-Urey deneyi birçok kere tekrarlanmış ve CO, CO2, N2 kullanılarak elde edilen sonuçların Miller-Urey deneyindeki gibi CH4 ve NH3 kullanıldığında elde edilen sonuçlarla aynı olduğu görülmüştür (5, 6). Yani bu sonuçlardan anlaşılabileceği gibi Harun Yahya’nın iddia ettiği gibi Amonyak (NH3) olmadan amino asit sentezlenmesi imkansız değildir, tam tersine bunun mümkün olduğu deneylerle kanıtlanmıştır (5, 6). Ayrıca Miller-Urey deneyindeki gibi elektrik boşalması (electric discharge) kullanmak yerine kozmik radyasyon (5) ve yüksek sıcaklık (7) kullanılarak da aynı sonuçlara ulaşılmıştır.

Tüm bunların dışında 28 Eylül 1969’da Avusturalya’nın Murchison bölgesine düşen bir göktaşında çoğu dünyada bulunayan 70’in üzerinde amino asit bulunmuştur (8, 9, 10). Sırf bu kanıt bile amino asitlerin evrende doğal sebeplerle kendiliğinden oluşabileceğini göstermektedir.

Şimdilik bu yazımı burda bitirmek istiyorum. Harun Yahya’nın Miller-Urey deneyi ve sonuçlarıyla ilgili yanılgılarına başka bir yazımda devam edeceğim.

Güncelleme: 2005 yılında Colorado ve Waterloo Üniversitelerindeki bilim adamlarının yaptıkları araştırmalarda ilkel dünya atmosferinde %30’un üzerinde H2 (hidrojen) olduğu sonucuna ulaşıldı (10). Buna göre ilkel atmosfer koşullarının, organik moleküllerin (ve dolayısıyla yaşamın) oluşmasına eskiden düşünülenden çok daha fazla uygun olduğu sonucu ortaya çıkıyor.


Referanslar:

1. W.W. Rubey, Development of the hydrosphere and atmosphere, with specail reference to probable composition of the early atmosphere, In Crust of the Earth, ed. A. Poldervaart HDpp:631-650,1955
2. H.D. Holland, The chemical evolution of the atmosphere and oceans, Princeton University Press, 1984.
3. J.C.G. Walker , Evolution of atmosphere, Macmillen: New york, 1977.
4. J.F. Kasting, Earth early atmosphere, Science, 259:920-926, 1993.
5. Kobayashi, K., T. Kaneko, T. Saito, and T. Oshima. 1998. Amino acid formation in gas mixtures by high energy particle irradiation. Origins of Life and the Evolution of the Biosphere 28: 155-165.
6. Hanic, F., M. Morvová and I. Morva. 2000. Thermochemical aspects of the conversion of the gaswous system CO2–N2–H2O into a solid mixture of amino acids. Journal of Thermal Analysis and Calorimetry 60: 1111-1121.
7. Miyakawa, S., K-I Murasawa, K. Kobayashi, and A. B. Sawaoka. 2000. Abiotic synthesis of guanine with high-temperature plasma. Origins of life and Evolution of the Biosphere 30: 557-566.
8. http://www.daviddarling.info/encyclopedia/M/Murchison.html
9. http://www.astrobio.net/news/article375.html
10. Tian et al. 2005. A Hydrogen-Rich Early Earth Atmosphere. Science 13 May 2005: 1014-1017

Yasal Uyarı: Buraya yorum yazarak, yazdıklarınızın hukuki sorumluluğunu üstlenmiş bulunuyorsunuz. Eğer bunu kabul etmiyorsanız yorum yazmayın.